22 Ağustos 2009 Cumartesi

Kahve, Uyandır Bizi Bu Hayattan!

Ben şahsen içine doğduğum kıt kanaat geçinme becerisine sahip memur ailesinde zevklerin hobilerden geldiğini öğrenemeyecek bir zihniyetle büyütüldüm. Arkamda bir ses sürekli tutumlu olmamı fısıldadığından, bugün bile kendi paramı istediğim miktarda harcayacak yaşta olduğum halde, dönerin yanına ikinci ayranı isteyemem. Buna karşın artık bazı nesnelerin ve eylemlerin beni kendisine çekişine karşı koyamayıp, kazandığım parayı zevk almak üzre harcamak noktasına geldiğimi kavradım. Alkol bu konuda kendimi tutamadığım ilk mecra olmakla birlikte, bir şarap bağında kendi üretimim olan butik şaraplarımı size sunmam için henüz bayağı erken. Şimdilik hazır tüketimle damağımı eğlendiriyorum.

İkinci çekim merkezi ise kahve ile gerçekleşti. Yurdumun acıyı hayatına ortak gören insanları, kahvesini de acı içmez mi? Ben bu acılık arasında tadı yitirmiştim. Hazır kahve denen illet ise toptan nefret etmemi sağlamıştı. Kahve de tütün gibi bir kültür küresi yaratmış, sihirli tarım mahsulü. Yabancı kahve dükkanı zincirleri ile bu kültür ülkede yaygınlaştı. Yurt dışındaki mekanlarda Türk kahvesi yerine içilen 'shot'lar da beni büyüleyince, tadını arar oldum. Beni kendine yavaştan çekti, internette okudum okudum. Avrupa ahalisi, bu acının bertaraf edilmesi için gerekli yöntemleri 150 yıl öncesinde keşfetmeye başlamış ve kahvenin deyim yerindeyse ruhunu okumuş. Artık bu kadar okuduktan sonra ben de hak ettiğime inandım her sabah, acısından fakir, aromasından zengin bir bardak kahveyi. Yukarda görünen Moka Express nam kahve demliğini İtalya'dan bir arkadaşa getirttim. Güzel bir bardak kahveyle güne başlamak ise ayrı bir renk haline geldi.

Daha sonra yazmak üzere kenara koymadan kalemimi, bir soru takıldı aklıma. Kahve zihinsel aktiviteyi tetikleyen bir içecek olsaydı dünyamız nasıl olurdu? Bünyelerindeki yorgunluğu almanın yerine, zihinsel yeteneklerini arttırsaydı. Her gün milyonlarca kişi yatağın bulaşıklığını atmaya çalışıyor kahveyle. Bu insanlar bir uykuya uyanır gibi bir önceki günün kabusuna tekrar koşmak için bünyelerinde hissedemedikleri dinçliği istiyor bu iksirden. Tek bir zeka kırıntısı gerektirmeyen koşuşturmalarına acele ederken, aynı kaybedişlerini, aynı çelişki ve absürdü çok mu istiyorlar ki? Farklı bir keşfediş ve biliş yolculuğu için, bir gün de kahvelerini içmeseler keşke. Patronlarına hareket çekip, "Yataktan çıkmıyoruz!" deseler. Sevişseler birkaç saat daha, öylece uyansalar. Ya da 2 saatlik uykularını içten arzuladıkları bir uğraşlarına koşmak için kahveye muhtaç olmadan bölseler. Çok şey istiyorum hayatta, siz yapmasanız da ben yapacağım günü bekliyorum.

3 yorum:

100basi dedi ki...

ee bi kahveni içeriz artık nihahah.

Balık dedi ki...

lem kahve mahve diyon, derdin gene sevişilsin yine sevişilsin. (sevişeyim tabi o, kurudun be çocum)

Burjuva dedi ki...

kahve değil kola. sevişme değil uyku. tercihlere saygı, ramazandayız, öptüm.