20 Haziran 2010 Pazar

Korkuyorum: Redd-i Vicdan Taleplerinden

Devletin,
ordunun,
ülkedeki ve dünyadaki bilumum muktedirin;
millî, dinî vb. hiçbir amacının bir parçası değilim.
Savaşları benim savaşım değil.
Amaçları benim amaçlarım değil.
Çünkü ne idealleri ne pratikleri vicdanıma uyuyor.
Hiçbir kurumunun beni istemediğim şeyler yapmaya zorlayacak hakkı yok.
Hiçbir kurumunun parçası veya destekçisi olmamı sağlayacak meşruiyetleri olduğuna inanmıyorum.
Yaşamdan yanayım, insandan yanayım, herkes için herkesle beraber olmaktan yanayım;
sınırlara karşıyım, sefalete karşıyım ve bunları süreğenleştiren insan örgütlenmelerinin uğruna kılımı kıpırdatmam!
Korkuyorum, sistem beni doğduğumdan beri tehdit ediyor.
Ölmekten korktuğumdan çok öldürmekten korkuyorum.
Kapitalizm ve devlet her gün insanları öldürüyor ve doymuyor öldürtmeye kalkıyor.
Hiçbir gönül bağım olmayan bir yapıda bulunmaktan midem kalkacak biliyorum.
Doğduğum günden beri okullarda sokaklarda evlerde öğütüldüm;
tv'den, gazeteden, ders kitaplarından beynime bıraktıkları pislikleri temizlemek için yıllarımı harcadım!
Yüzlerle kitap okudum, film izledim; gözlemlediğim ve içinde bulunduğum çelişkilerden kurtulmak için, kendimi ve dünyayı tanımak için!
Artık biliyorum, ve parçası olmayacağım.
Evet korkuyorum,
öfkeliyim de.
Ve askere gitmek istemiyorum;
tıpkı silah yapan bir mühendis olmak istemediğim,
çocukların zamanını ve saflığını çalan öğretmenlerden olmak istemediğim,
plazalarda emekçilerin cebindeki parayı patronumu daha zengin etmek için çalmaya çalışmak istemediğim gibi.
Özgürlüğümü ve kendimi yaşamamı, gerçeklerimi tanımamı engelleyen bu sistemin içinde onun olmamı istediği şey olmamaktan ötürü
yalnızlaştığım,
yorulduğum
için;
onun kurallarına daha fazla uymadığımda başıma gelecekleri bildiğim için korkuyorum,
vicdanî reddimi ilân etmekten korktuğum gibi!